GEBELİKTE MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER, GEBELİĞE BAĞLI RAHATSIZLIKLAR VE BİLİNÇLİ FARKINDALIK

Previous slide
Next slide

Sevgili Anneler, Hoş geldiniz!

       Bu eğitimde gebeliğiniz süresince yaşayabileceğiniz gebelikte vücudunuzda meydana gelen değişiklikler, gebeliğe bağlı gelişen rahatsızlıklar ve gebelikte beden imajı hakkında bilgiler verilecektir. Bu bilgilerin ve bilinçli farkındalık (mindfulness) programının sizin için faydalı olacağı ve gebeliğinizi rahat ve stressiz geçirmenize yardımcı olacağı beklenmektedir. Ayrıca bu programla yapılacak olan stres yönetiminin doğum öz yeterliliğinizi güçlendireceği ve anne bebek bağlanmasını geliştireceği düşünülmektedir.

ANNELİĞE YOLCULUKTA ANNEDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER

  Gebelik oluştuğu andan itibaren kadının vücudunda önemli değişiklikler olur. Bu değişikliklerin nedeni, gebelik süresince bebeğin büyümesini ve gelişmesini sağlamak ve anne vücudunu doğuma hazırlanmaktır. Bu değişikliklerin olması normaldir. Gebelik süresince meydana gelen değişiklikler, doğumdan sonra 6-8 hafta içinde gebelik öncesi durumuna döner (Serçekuş, 2015). 

Gebelikte vücuttaki bütün sistemlerde değişiklikler görülür.

Üreme Sisteminde Meydana Gelen Değişiklikler

    Gebelik süresince üreme sisteminde (rahim, hazne, yumurtalıklar, dış üreme organları) hormonların etkisi ile önemli değişiklikler meydana gelir. Gebelik boyunca rahim kaslarının gelişmesi, damarlaşmanın ve salgıların artması ile rahim büyür. Gebelik öncesinde 50-70 gr ağırlığında olan rahim, gebeliğin sonunda 1000 gr ağırlığa ulaşır. Rahim, gebelik süresince daha yumuşaktır. Gebelikte rahim ağzı koyu bir salgı (nişane) ile tıkalı olur. Bu tıkaç, rahim ağzında bulunan salgı bezlerinin salgılarından oluşur ve gebelik boyunca devam eder. Bu tıkaç sayesinde rahim içindeki bebek, gebelik boyunca mikroplardan korunur. Gebelikte hazneden gelen akıntının miktarı artar ve bu akıntı gebelik boyunca devam eder. Normal olan bu akıntı renksiz ve kokusuzdur. Eğer akıntının renginde ve kokusunda bir değişme/farklılaşma olursa bu normal değildir. Akıntının kötü kokulu olması özellikle renginin koyu sarı veya yeşil olması, genital bölgede kaşıntının olması enfeksiyonu gösterir. Gebelik süresince salgılanan hormonların etkisi ile haznenin kasları gevşer ve doğuma hazırlanır (Mete, 2014; Physiopedia, 2022; Serçekuş, 2015).

    Gebelik süresince yumurtalıklardan yumurtlama olmaz. Ancak yumurtalıklardan kadınlık hormonları salgılanmaya devam eder. Gebelikte yumurtalıklardan salgılanan bu hormonlar gebeliğin ilk 3 ayına kadar salgılanır ve gebeliğin devam etmesini sağlar. İlk üç ay süresince gelişen bebeğin eşi (plasenta) üçüncü aydan sonra hormon salgılama görevini üstlenir ve doğuma kadar bu görevi sürdürür. Gebelikte hormonların etkisi ile kadının dış genital organlarında damarlaşma artar. Buna bağlı olarak dış genital organlar daha koyu renk alır. Doğumdan sonra hormonların normale dönmesi ile dış genital organlar gebelik öncesindeki normal rengine döner (Mete, 2014; Physiopedia, 2022).

Memelerde Meydana Gelen Değişiklikler

          Memelerdeki değişiklikler gebeliğin meydana geldiği ilk haftadan itibaren başlar. Gebelikte salgılanan hormonların etkisi ile memeler şekil ve görünüm olarak değişir. Gebeliğin sekizinci haftasından sonra meme boyutları artar. Memelerde hassasiyet, sızı ve dolgunluk olur. Gebelik süresince memeler büyür, damarlanması artar ve damarlar belirgin hale gelir. 

    Meme başı belirginleşir ve etrafındaki kahverengi kısım daha koyu bir renk alır. Gebeliğin ilk trimasterinde memelerde salgı oluşmaz. Gebeliğin 12.-14. haftalarında meme başı sıkıldığı zaman sarı renkte bir sıvı (kolostrum) gelir. Kolostrumun miktarı doğuma kadar kademe kademe artar. Bu dönemde memeler hassaslaşır. Bu nedenle gebelik süresince göğüsleri destekleyen, sıkmayan geniş askılı sütyenler kullanılması gerekir (Serçekuş, 2015).

Kalp ve Damar Sisteminde Meydana Gelen Değişiklikler

     Gebelikte kalp ve damar sisteminde önemli değişiklikler olur. Gebelikte bebeğin ve anne vücudunun artan ihtiyacını karşılamak için anne vücudundaki kan miktarı ve bu kanın vücutta dolaşımını sağlayan kalbin çalışması artar. Vücuttaki kan miktarı ilk üç aydan itibaren artmaya başlar ve gebeliğin 30.-34. haftalarında en yüksek düzeye ulaşır ve doğuma kadar aynı düzeyde kalır. Gebelikte kan ihtiyacının artmasına paralel olarak nabız sayısı da gebelik öncesine göre 10-15 atım artar. Kanamayı önlemek için pıhtılaşma mekanizmasında da değişiklik olur ve pıhtılaşma hızlanır (Libretexts, 2023; Mete, 2014; Serçekuş, 2015).

Solunum Sisteminde Meydana Gelen Değişiklikler

           Gebelikte solunum sayısı artar. Gebeliğin son aylarında rahmin büyümesi ve hormonların etkisi ile nefes alma güçlüğü yaşanabilir. Gebeliğin son aylarında nefes alma güçlüğünün olması normaldir.  Eğer nefes alma güçlüğüne bağlı olarak geceleri uyumada zorluk yaşanırsa uyurken başın ek yastıklarla yükseltilmesi rahat nefes almayı sağlar (Libretexts, 2023; Serçekuş, 2015)

Boşaltım Sisteminde Meydana Gelen Değişiklikler

    Gebelikte kan miktarının artması ve vücuttan atılacak zararlı madde miktarının da artması nedeni ile böbrekler fazla çalışır.  Ayrıca gebelik ayları ilerledikçe büyüyen rahmin idrar kesesine baskı yapması sonucu sık idrara çıkma görülür. Gebeliğin ilk üç ayı ve son üç ayında idrara çıkma sıklığı artar. Bu durum normaldir (Mete, 2014).

     Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu da gelişebilir. Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu belirtileri, normal zamanlardaki enfeksiyon belirtilerine benzer. Ancak bazı durumlarda daha belirgin olabilir. İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri arasında sık ve acil idrara çıkma ihtiyacı, idrar yaparken yanma veya ağrı, alt karın bölgesinde basınç veya rahatsızlık hissi, bulanık veya kötü kokulu idrar, bazen de hafif ateş olur. İdrar yolu enfeksiyonları, gebelik sırasında daha sık görülebilir ve tedavi edilmediğinde böbrek enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu nedenle enfeksiyondan korunmak önemlidir (Dube et al., 2022).

Sindirim Sisteminde Meydana Gelen Değişiklikler

    Gebelikte hormonların etkisi ile mide ve bağırsak kasları gevşer, mide ve bağırsak hareketleri yavaşlar. Buna bağlı olarak midede asit üretimi artar. Mide üst kapağındaki kaslar da gevşediği için mide asidi yemek borusuna kaçar ve hatta boğaza gelir. Bu nedenle boğazda yanma hissedilir. Buna gebelik reflüsü denir. Bağırsak hareketlerinin yavaşlaması ve büyüyen rahmin bağırsaklara baskı yapması sonucu, kabızlık ve gaz sorunları yaşanabilir. Ayrıca rahimin bağırsaklara baskı yapması ve kabızlık nedeni ile gebelikte basur görülebilir (Libretexts, 2023; Mete, 2014).

Kas İskelet Sisteminde Meydana Gelen Değişiklikler

      Gebelik ilerledikçe rahimin büyümesi ile gebe kadının ağırlık merkezi değişir. Bu duruma uyum sağlayabilmek için bel bölgesindeki kavis (lordoz) artar. Ayrıca hormonların etkisi ile eklem ve kaslarda gevşeme görülür (Physiopedia, 2022; Serçekuş, 2015).

Deride Meydana Gelen Değişiklikler

      Gebelikte hormonların etkisi ile derinin renginde koyulaşma görülür. Yüzde özellikle alın, yanaklar ve burunda gebelik maskesi denilen kahverengimsi lekeler ortaya çıkar. Göbek çevresinde, memelerde, uyluk çevresi ve kalçalarda çatlaklar görülür. Bu çatlaklar 6. gebelik ayından sonra ortaya çıkar. Gebelikte kırmızı renkte olan bu çatlaklar gebelikten sonra beyaz sedefimsi bir renk alır ve doğumdan sonra da geçmez. Ömür boyu bu renkte kalır (Serçekuş, 2015; Taşkın, 2023b).

 

Gebelikte Meydana Gelen Duygusal Değişiklikler

      Gebelik kadın yaşamında önemli bir olaydır. Gebelik döneminde, birçok kadın farklı duygular yaşayabilir. Bunlar arasında mutluluk, endişe, korku, şaşkınlık ve hatta zaman zaman belirsizlik hissi yaşayabilirler. Bu duyguların normal olduğu unutulmamalıdır.

      Kadın gebeliğini öğrendiği ilk zamanlarda karmaşık duygular ve endişeler yaşayabilir. Gebelik ilerledikçe hormonların ve kadın vücudunda meydana gelen değişikliklerin etkisi ile gebe kadınlarda duygusal değişiklikler de görülür. Gebeliğin ilk üç ayı, gebe kadınlar için hem bedensel hem de psikolojik olarak zor bir dönemdir. Gebeliğin ilk haftalarında kadın, gebe olup olmadığından emin değildir ve gebeliğini doğrulamaya çalışır. Gebelik kesinleştiğinde ise gebelikle ilgili mutluluk ve endişe gibi iki zıt duyguyu aynı anda yaşar. Gebelik planlı ve kadın gebeliğini istese bile bu dönemde birçok kadın, gebeliğe hazır olmadığını ve gebelik zamanının doğru olmadığını düşünür. Planlı olmayan fakat istenen gebeliklerde ise kadınlar, genellikle yaşantılarını düzenledikten ve plan yaptıktan sonra gebe kalmak istediklerini söylerler. Gebeliğin ilk üç ayında, ilk kez gebe olan kadınlar iyi bir anne olup olamamaya ve ek bir sorumluluk almaya yönelik endişeler yaşarlar (Nierenberg, 2021; Serçekuş, 2015).

    Gebeliğin ikinci üç aylık döneminde ise bebeğin hareketleri hissedilmeye başlanır, karın büyür ve kadın gebeliğini kabullenir. Bebeğin hareketlerinin hissedilmesi ile gebenin ilgisi bebeğine yönelir.  Bu aylarda mide bulantıları gibi gebeliğe bağlı oluşan rahatsızlıkların azalması sonucu gebe, kendini rahat hisseder ve bebeğin sağlığına yönelik endişeler yaşamaya başlar. Birçok gebe bebeğini korumak için yeterli bilgiye sahip olmadığını düşünerek endişe yaşar. Bu endişe nedeniyle gebeler yaşamlarında bazı gereksiz kısıtlamalar (sporu bırakma, dışarı çıkmayı azaltma gibi) yapar. Bu aylarda kadınlar bebeğin geleceğini düşünmeye ve annelik rolüne hazırlanmaya başlar. Böylece anne bebek bağlanması gelişir (Nierenberg, 2021; Serçekuş, 2015; Taşkın, 2023b). Gebeliğin son üç ayında birçok gebe kadın bebeğin sağlığına yönelik endişe duyar (Serçekuş, 2015).

GEBELİKTE YAŞANAN RAHATSIZLIKLAR VE BAŞ ETME YÖNTEMLERİ

    Gebelikte yaşanan yakınmalar, fiziksel değişikliklere, hormonal değişikliklere ve duygusal dalgalanmalara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Gebelikte görülen rahatsızlıklar her trimesterde farklılık gösterebildiği gibi gebeden gebeye de farklılık gösterir. Hatta aynı kadının farklı gebelikleri arasında da değişiklikler olur. Bu rahatsızlıklara yönelik yapılacak uygulamalar, rahatsızlığın türüne göre değişir. Gebelikte yaşanan rahatsızlıkların normal olduğunu, sizin ve bebeğinizin sağlığını olumsuz etkilemeyeceğini bilmelisiniz. Bu rahatsızlıklara karşı pozitif bir yaklaşım göstermelisiniz. Böylece gebelik stresiyle kolay başa çıkabilirsiniz. Ayrıca psikolojik rahatlama için düzenli egzersizler, meditasyon ve yoga gibi rahatlatıcı teknikleri uygulayabilirsiniz (Mecdi & Rathfisch, 2013; Mete, 2014). 

Bulantı kusma: En sık görülen semptomdur. Gebeliğin 12.haftasından sonra çoğu gebede kendiliğinden geçer. Bazı gebelerde ise gebeliğin ikinci üç ayına kadar hatta bazı gebelerde gebeliğin sonuna kadar devam eder. Nedeni kesin olarak bilinmemektedir.  Ancak gebelikte değişen hormonların etkisi ve psikolojik nedenlerle olduğu düşünülmektedir.

Bulantı ve kusma ile baş etmek için diyet düzenlenmelidir. Karbonhidratlı (ekmek, patates vb.) ve yağlı yiyecekler az miktarda tüketilmelidir. Proteinli besinler ise (et, peynir, yoğurt ve benzeri) bol miktarda tüketilmelidir. Besinler az az ve sık sık yenmelidir. Ayrıca bulantıyı artırdığı tecrübe edilen yiyeceklerden, içeceklerden ve kokulardan uzak durulmalıdır. İyi havalandırılmış ortamlarda bulunulmalıdır. Kuru ekmek, kraker, leblebi gibi tuzlu yiyecekleri tüketmesi önerilir. Katı ve sıvı gıdalar aynı anda tüketmekten kaçınmalıdır. Bulantı kusma sabah saatlerinde daha yoğun görüldüğünden sabahları yataktan kalkmadan önce tuzlu yiyecekler atıştırmalıdır. Günlük beslenmeye B6 vitamininden zengin gıdalar (muz, tavuk, balık, patates, meyve suyu, ıspanak, süt, yumurta, kırmızı et) eklenmelidir. Yemekten hemen sonra diş fırçalamaktan kaçınılmalıdır (Mecdi & Rathfisch, 2013; Mete, 2014; Terzioğlu, 2023).

Mide yanması ve reflü: Mide yanması şikâyeti tüm gebelik süresince görülmesine rağmen son üç ayda daha fazla görülür. Büyüyen rahmin mideye baskı yapması ve gebelikte artan hormonun (pregesteron) düz kasları gevşetmesine bağlı mide yanması görülür. Ayrıca mide üst kapağının gevşemesine bağlı olarak mide asidinin (acı su) yemek borusuna ve boğaza kaçması sonucu yemek borusunda ve boğazda yanma hissi oluşur. Mide yanması şikayetini önlemek için az az ve sık sık yiyin. Ayrıca kızartma, baharatlı ve çok yağlı yemekler yemeyin. Reflü şikayetini önlemek için yemeklerden hemen sonra yatmayın, en az 1 saat dik olarak oturun ya da yarı oturur pozisyonda yatın. Bu önlemlere rağmen mide yanması ve reflü şikâyeti devam ediyorsa doktora başvurunuz(Mecdi & Rathfisch, 2013; Mete, 2014; Terzioğlu, 2023).

Tükrük salgılanmasında artma: gebeliğin erken döneminde özellikle ilk 3 ayında bazı kadınlarda tükrük salgısında artma görülür.  Ağızda keskin ve acı tükrük salgısı olur. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Etkili bir tedavisi yoktur. Acı tükrük salgısı olduğu için sert bir şeker emilmesi ile acı tat önlenebilir (Çetin et al., 2017; Terzioğlu, 2023).

Kabızlık: kabızlık şikâyeti tüm gebelik süresince görülmesine rağmen son üç ayda daha fazla görülür. Gebelikte artan progesteron hormonunun barsak kaslarını gevşetmesine ve büyüyen rahmin barsaklar üzerine baskı yapması sonucu görülür.  Ayrıca gebelikte demir preparatlarının kullanılması, yetersiz sıvı alınması, yetersiz egzersiz alışkanlığı ve beslenme alışkanlıklarına (lifli gıdaları az tüketme (erik, elma, kayısı, kepekli ekmek gibi) bağlı olarak da gelişir. Kabızlığı önlemek için, günde alınan sıvı miktarının artırılması, sabahları aç karnına 1 bardak kuru erik suyu içilmesi, lifli besinler tüketmek, düzenli barsak alışkanlığı geliştir­mek (her gün kahvaltıdan sonra aynı saatlerde tuvalet ihtiyacı olmasa bile tuvalete gidip tuvalet ihtiyacı varmış gibi davranmak) ve günlük düzenli egzersiz yapmak önerilmektedir (Mete, 2014; Terzioğlu, 2023).

Basur (Hemoroid) şikayeti; basur şikayeti, gebeliğin ilerlemesiy­le bebeğin ve rahmin büyümesinin toplar damarlar üzerine baskı yapması, gebelikte artan progesteron hormonunun damar kaslarını gevşetmesi ve gebelikte yaşanan kabızlık nedeniyle ortaya çıkar. Gebelikte basur şikayetini önlemek için, kabızlığın önlenmesi gerekir. Bunun için lifli gıdalar tüketmek ve yeterli sıvı almak gerekir. Ayrıca uzun süre ayakta durmaktan kaçınılmalıdır. Basura bağlı ağrı şikayeti yaşanırsa soğuk uygulama ve oturma banyosu yapılmalıdır (Çetin et al., 2017; Mete, 2014; Terzioğlu, 2023).

Sık idrara çıkma: gebeliğin ilk üç ayında ve son üç ayında yaygın görülür. Büyüyen uterusun mesane üzerine baskı yapması sonucu ortaya çıkar. Bu normal bir durumdur. Ayrıca gebeliğin ilk ve son üç ayında öksürme ve hapşırmaya bağlı idrar kaçırma da görülebilir. Gebelikte idrar kaçırma normal bir durumdur ve doğumdan sonra görülmez.  Sık idrara çıkmayı önlemek için sıvı almayı asla azaltmayın. İdrara çıkma isteğiniz gelince ertelemeyin. Eğer geceleri çok sık idrara çıkıyorsanız ve uykunuz sık bölünüyorsa akşam yatmadan önce sıvı alımını azaltabilirsiniz. Fakat günlük almanız gereken sıvı miktarı olan 8-10 su bardağı sıvı alımını azaltmayınız(Mecdi & Rathfisch, 2013).   

Hazneden gelen akıntıda artma; tüm gebelik süresince görülen bir yakınmadır. Gebelikte artan hormonların etkisi ile oluşur. Akıntı renksiz, kokusuz ve tahriş etmeyen bir özellikte ise normaldir. Tedavi gerektirmez. Enfeksiyonu önlemek için iç çamaşırlarının pamuklu olması ve her gün değiştirilmesi gerekir. İç çamaşırları sıkı ve sentetik (naylon vb.) olmamalıdır. Taharetlenme önden arkaya doğru yapılmalıdır. Eller tuvalete girmeden önce ve tuvaletten çıktıktan sonra sabunla yıkanmalı ve her gün duş alınmalıdır. Ancak haznenin içi asla yıkanmamalıdır. Akıntıyı emmesi için hazneye tampon konulmamalıdır. Eğer hazneden kötü kokulu, sarı, yeşil renkte akıntı olursa ve bu belirtilere kaşıntı da eklenirse enfeksiyon olduğunu gösterir. Bu durumda doktora baş vurulmalıdır (Mete, 2014; Terzioğlu, 2023).

Memelerde hassasiyet: kadınlık hormonlarının etkisiyle meydana gelir. Gebeliğin erken dönemlerinde başlar ve gebelik süresince devam eder.  Memelerde hassasiyet için memeleri iyi saran, sıkmayan, destek görevi gören, geniş askılı, pamuklu ve terletmeyen sutyen kullanılmalıdır (Terzioğlu, 2023).

Yorgunluk: Gebeliğin her döneminde değişik şiddette görülür. Fizyolojik ya da patolojik nedenlerle olabilir. En sık nedenler; uykusuzluk, kansızlık ve enfeksiyonlardır. Yorgunluk için gebenin gündüzleri fırsat buldukça dinlenmesi, uyuması önerilir. Gebede kansızlık ve enfeksiyon varsa tedavi edilir (Taşkın, 2023a). 

Bacaklarda şişme; gebeliğin son üç ayında görülür. Büyüyen rahimin bacak damarlarına baskısı yapması, bacak damarlarının genişlemesi ve yapısının bozulması sonucu bacaklarda su tutulmasına bağlı olarak şişme görülür. Uzun süre ayakta durma da bacaklardaki şişliklere neden olur. Bu şikâyeti önlemek için, uzun süre oturmak veya ayakta durmaktan kaçınılmalı, ayaklar yüksekte tutulmalı, ayak egzersizleri yapılmalıdır. Bacağın üst kısmını sıkan çoraplar ve lastikli giysiler giyilmemelidir (Kidirniyazova et al., 2021; Mete, 2014; Terzioğlu, 2023).

Varis şikâyeti; Gebeliğin ikinci yarısında daha yaygın olmakla birlikte tüm gebelik boyunca görülebilir. Büyüyen rahmin bacak damarlarına baskı yapması, bacak damarlarının genişlemesi ve yapısının bozulması sonucu bacaklarda varisler görülür. Ayrıca progesteron hormonunun gevşetici etkisi, genetik faktörler, fazla ayakta durma, varis oluşumuna yatkınlığı arttırır. Gebeliğin erken dönemlerinde gerekli önlemler alınarak varis gelişmesinin önlenmesi önemlidir. Bunun için uzun süre ayakta durmaktan ve oturmaktan, bacak bacak üstüne atmaktan kaçınılması gerekir.  Sıkı ve lastikli çoraplar giymeyin.  Bacak egzersizleri yapın ve bacaklarınızı yükseğe kaldırın (Mete, 2014; Terzioğlu, 2023).

Burun tıkanıklığı: Gebelikte artan östrojen hormonuna bağlı olarak burun tıkanıklığı ortaya çıkar. Burun tıkanıklığını gidermek için tuz ve karbonat karışımı kullanılır. Bunun için 1 lt kaynamış suya 1 çorba kaşığı tuz ve 1 tatlı kaşığı karbonat ekleyip karıştırılır. Burun bu karışım ile günde 5-10 kez yıkanır. Burun tıkanıklığını gidermek için burun açıcı haplar ve spreyler kullanılmamalıdır(Mete, 2014).

Burun kanama­sı: Gebelikte artan östrojen hormonuna bağlı olarak burun damarlarının genişlemesi sonucu burun kanaması sık görülür. Özellikle nemsiz ortamlarda yaşayanlarda burun içinin kuruması ve kabuklanması da kanamayı artırır.  Burun kanamasını önlemek için nemlendirici burun spreyleri ve yağlı burun kremleri kullanılır(Terzioğlu, 2023).

Solunum sıkıntısı; Bu şikâyet daha çok gebeliğin son üç ayında görülür. Eğer solunum sıkıntısı gebeliğin ilk aylarında görülürse gebe kalp hastalığı yönünden araştırılmalıdır. Gebelikte büyüyen uterusun yükselerek göğüs boşluğunu daraltması sonucu akciğerlerin nefes alırken yeterince genişleyememesi ve gebelikte akciğerlerin yükünün artması sonucu solunum sıkıntısı görülür. Solunum sıkıntısı görüldüğünde sık sık dinlenmek gerekir. Dinlenirken dik pozisyonda oturulmalıdır. Yatarken baş yüksekte olacak şekilde yatılır. Başı yükseltmek için omuz ve baş altına 2-3 yastık konulur. Ayrıca solunum ve gevşeme egzersizlerinin yapılması da solunum sıkıntısını gidermede faydalı olur(Rush et al., 2017).  

Sırt ve bel ağrısı: Gebelikte artan progesteron hormonunun sırt ve bel kaslarında ve eklemlerindeki gevşeme sonucu ortaya çıkar. Ayrıca büyüyen rahime bağlı olarak vücut ağırlık merkezinin ve postürün değişmesi de sırt ve bel ağrısına neden olur. Bel ağrısını gidermek için sırtın ve belin dik pozisyonda olmasına dikkat edilmelidir. Otururken bel bölgesine küçük bir yastık konulmalıdır. Düzenli olarak sırt ve bel kaslarını güçlendiren egzersizler yapılmalıdır. Ağrıyan bölgeye sıcak uygulama veya masaj yapılabilir. Yerden herhangi bir eşya alınacağı zaman yükün iki bacağa eşit dağılmasını sağlamak için bacaklar hafif açılarak alınır.  Ayrıca belden eğilmek yerine dizlerin üzerine çömelerek yerden eşya alınabilir. Yataktan kalkerken önce yan dönüp ellerle yerden destek alarak kalkılmalıdır. Yüksek topuklu veya düz ayakkabı bel ağrısı yapabileceği için 2-3 santimetre yükseklikte dolgu topuklu ayakkabı giyilmelidir (Mete, 2014).

Kas krampları; Daha çok bacak kaslarında görülür. Sıklıkla geceleri yaşanmasına rağmen gündüzleri de görülür. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Kalsiyum ve magnezyum eksikliğine bağlı olarak gelişebilir. Ayrıca büyüyen uterusun bacak kaslarına giden sinirlere ve damarlara baskı yapması sonucu da kas krampları olur. Ayağın uzun süre katlanmadan düz kalması da kramp oluşmasına neden olur. Kas kramplarını önlemek için günde 3-4 porsiyon süt ve süt ürünleri alınmalı, bacak bacak üstüne atmaktan kaçınılmalıdır. Düzenli egzersiz yapılmalıdır. Kasılan kaslara özellikle baldır kaslarına masaj yapılmalıdır. Sıkı giysi ve çorap giyilmemelidir (Mete, 2014; Terzioğlu, 2023)

Uyuma güçlüğü: özellikle gebeliğin son üç ayında uyuma güçlüğü görülür. Bebeğin hareketlerinin artması, sık idrara çıkma, büyüyen uterusun göğüse baskı yapması nedeni ile rahatsızlık ve solunum sıkıntısı yaşama sonucu uyuma güçlüğü yaşanır. Ayrıca eskiden alışılan uyku pozisyonunu alamama ve bacakta kas kramplarının oluşması gibi nedenlerle de uyuma güçlüğü yaşanır. Bu sorunla başa çıkmak için uyumadan önce ılık duş alınmalı, ılık süt içilmeli ve gevşeme egzersizleri yapılmalıdır. Ayrıca kitap okuma veya düşük seste hoşlanılan rahatlatıcı bir müzik dinlenmelidir. Yatarken rahat bir pozisyon alınmalı, baş yükseltilmeli, yan yatış pozisyonunda yatılmalı ve vücut yastıklarla desteklenmelidir. Bunlara ilaveten yatmadan önce çay ve kahve gibi kafeinli içecekler içilmemelidir (Mete, 2014; Terzioğlu, 2023).

Ciltte çatlamalar: gebeliğin ilk üç ayından sonra karın, kalça, memeler ve bacaklarda derinin aşırı gerilmesi ve kuruması sonucu çatlamalar meydana gelir. Deride oluşan çatlamaları önlemek için hızlı ve fazla kilo almaktan kaçınılmalıdır. Deriyi nemli tutacak losyonlar kullanılırsa çatlamalar önlenmez ancak rahatlama sağlanır (Mete, 2014; Şen et al., 2020).

Baş ağrısı; gebelikte artan kan volümüne bağlı olarak beyin damarlarında dolgunluk oluşmasına bağlı olarak baş ağrısı oluşur. Gebelikteki baş ağrısını gidermek için alın bölgesine soğuk uygulama yapılmalı ve istirahat edilmelidir. Bu yöntemlerle rahatlama olmazsa ve ağrı dayanılmaz olursa doktor önerisi ile ağrı kesici ilaç alınabilir(Şen et al., 2020).

Avuç içinde kızarıklık ve kaşıntı: Gebeliğin erken dönemlerinde gebelerin avuç içinde kırmızılık ve kaşıntı olmasıdır. Çoğu kadın bunun allerji olduğunu düşünür. Avuç içindeki kızarıklığın nedeni gebelikte artan östrojen hormonudur. Kaşıntı ve kızarıklığı gidermek için avuç içlerine soğuk uygulama yapılabilir (Şen et al., 2020; Terzioğlu, 2023).

GEBELİKTE BEDEN İMAJI HAKKINDA BİLGİLENDİRME

     Gebelik boyunca kilo artışı, karnın büyümesi, göğüslerin büyümesi ve çatlaklar, ciltte oluşan renk değişikliği, yüzde leke oluşması ve gebelik maskesi gibi vücutta olan değişiklikler gebenin beden imajı (dış görünüşün) algısını etkiler. Gebelik sürecinde beden imajıyla ilgili endişeler normaldir. Bazı gebeler vücutlarında olan değişiklikleri (karnın büyümesi) bebeğin büyümesi olarak düşünüp bundan hoşnut olabilir ve gurur duyabilirler. Bu gebelerde gebeliğe uyum ve gebeliğin kabulü daha kolay olur. Bazı gebeler ise kilo alımı, cilt renginin koyulaşması (gebelik maskesi) ve vücutta oluşan çatlaklar gibi değişikliklerin beden imajını olumsuz yönde etkilediğini düşünür ve mutsuz olurlar. Bu gebelerde negatif beden algısı oluşur. Bu durum gebe kadının psikolojik ve sosyal uyumunu olumsuz etkiler. Negatif bir beden imajı stres, anksiyete ve depresyon yol açabilir. Bu nedenle, gebelikte beden imajına pozitif bir bakış açısı geliştirmek önemlidir. Gebelikteki negatif beden imajı algısı pozitif beden imajı algısına dönüştürülebilir. Gebelikte pozitif beden imajını geliştirmenin birkaç yolu vardır. Gebelik sürecinde bedeninizin bu değişikliklere ihtiyacı olduğunu hatırlayın ve bebeğin gelişimi için bu değişikliklerin olması gerektiğine inanın. Kendinize bakım yapın, sağlıklı beslenin, egzersiz yapın ve kendinizi rahat hissettiğiniz kıyafetleri giyin (Kumcağız et al., 2017; Serçekuş, 2015)

      Gebelerde ilk üç aydan itibaren beden imajı algılamaları azalmakta ve son üç ayda beden imajı algılaması en düşük düzeyde olur (Inanir et al., 2015; Smith et al., 2008). Gebeliğin her döneminde özellikle kilo almaya bağlı beden imajı algılamasında bozulma görülür. Buna bağlı olarak gebeler, gebelik sırasında fazla kilo almamak, hatta kilo vermek ve gebelik öncesi ağırlığına geri dönmek ve dış görünümlerini korumak için yetersiz beslenirler. Yetersiz beslenme hem gebenin sağlığı hem de bebeğin sağlığı açısından önemli sorunlara yol açabilir (Küçükkaya et al., 2020).

Bilinçli Farkındalık Egzersizleri Hakkında Bilgilendirme

     Bilinçli farkındalık meditasyonu, zihninizi anlık deneyimlerinize yoğunlaştırmaya ve dikkatinizi anlık deneyimlerinize getirmeye yönelik bir meditasyon türüdür. Bu meditasyon türü, dikkat ve farkındalık geliştirerek stresi azaltmaya, depresyon ve kaygıyı hafifletmeye, bağımlılık ve dürtü kontrolüne yardımcı olmaya ve genel olarak duygusal ve zihinsel iyi oluşu artırmaya yardımcı olur.

Egzersizlerin Uygulanması

       Mindfulness meditasyonu, genellikle sessiz bir yerde oturarak, doğru duruşu alarak ve odaklanacak bir noktaya bakarak yapılır. Meditasyon, düşüncelerinizi ve duygularınızı izlemenize, fakat onlara takılmadan geçirmenize yardımcı olacak birkaç nefes alarak başlar. Daha sonra, zihninizi yavaşça anlık deneyimlerinize (nabız atışları, nefes alma, hissettiğiniz vücut sıcaklığı gibi) yoğunlaştırmak için odaklanırsınız. Meditasyon sırasında, zihniniz başka yerlere kayarsa, yavaşça farkındalığınızı kaybettiğinizi fark edin ve odaklanmanızı tekrar anlık deneyimlerinize getirin.

Eğitimlere Düzenli ve Zamanında Katılmanın Önemi

      Bilinçli farkındalık meditasyonu daha az kaygı, depresyon ve stres, daha fazla mutluluk, daha iyi uyku, daha iyi karar verme, daha iyi bağımlılık kontrolü, daha iyi odaklanma, daha yüksek bağışıklık ve daha az kronik ağrı gibi sonuçlar doğurmuştur. Bu programdan fayda görebilmeniz için haftada 3 gün ve 45 dk ayırmanız gerekiyor. Haydi şimdi anda kalabilmek için meditasyona başlayalım!…

Beden Taraması Meditasyonu Uygulaması

Doğada İlham Alma Meditasyonu Uygulaması

Ses Kayıtları Eşliğinde Beden Farkındalığı ve Doğada İlham Alma Meditasyonunun Hafta İçerisinde Tekrar Edilmesi

Deneyimleriniz

Kaynaklar

Çetin, F. C., Demirci, N., Çalık, K. Y., & Akıncı, A. Ç. (2017). Gebelikte olağan fiziksel yakinmalar. Zeynep Kamil Tıp Bülteni, 48(4), 135-141.

Dube, R., Al-Zuheiri, S. T. S., Syed, M., Harilal, L., Zuhaira, D. A. L., & Kar, S. S. (2022). Prevalence, clinico-bacteriological profile, and antibiotic resistance of symptomatic urinary tract infections in pregnant women. Antibiotics, 12(1), 33.

Inanir, S., Cakmak, B., Nacar, M. C., Guler, A. E., & Inanir, A. (2015). Body Image perception and self-esteem during pregnancy. International Journal of Women’s Health and Reproduction Sciences, 3, 196-200.

Kidirniyazova, K., Sutyrina, A., Nama, P., Ismailova, D., & Gorodnicheva, I. (2021). Prevention of preeclampsia: a modern approach to the treatment of edema caused by pregnancy. Кронос: естественные и технические науки(3 (36)), 6-9.

Kumcağız, H., Ersanlı, E., & Murat, N. (2017). Gebelerin kendilerini algılama ölçeği’nin geliştirilmesi ve psikometrik özellikleri. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 8(1), 23-31.

Küçükkaya, B., Sarıkaya, N., Süt, H. K., & Öz, S. (2020). Gebelikte alınan kiloya bağlı beden algısı ile gebeliğin kabulü arasındaki ilişki. JAREN, 6(3), 426,432.

Libretexts. (2023). Physiological changesduring pregnancy. Retrieved May 29, 2024 from https://med.libretexts.org/Bookshelves/Basic_Science/Human_Reproduction%3A_A_Clinical_Approach_(Bastawros)/08%3A_Normal_Pregnancy/8.02%3A_Physiological_Changes_During_Pregnancy

Mecdi, M., & Rathfisch, G. (2013). Gebelikte oluşan rahatsızlıklarda kanıta dayalı uygulamalar. FN Hem. Derg, 21(2), 129-138.

Mete, S. (2014). Gebelikte annede oluşan değişiklikler ve öneriler. In S. M. Hülya Okumuş (Ed.), Anne Babalar İçin Doğuma Hazırlık Sağlık Profesyonelleri için Rehber (Vol. 2, pp. 12-28). DEOMED Yayıncılık.

Nierenberg, C. (2021). Mood swings & mommy brain: The emotional challenges of pregnancy. Retrieved May 29, 2024 from https://www.livescience.com/51043-pregnancy-emotions.html

Physiopedia. (2022). Physiological changes in pregnancy. Retrieved May 28 from https://www.physio-pedia.com/Physiological_Changes_in_Pregnancy

Rush, B., Martinka, P., Kilb, B., McDermid, R. C., Boyd, J. H., & Celi, L. A. (2017). Acute respiratory distress syndrome in pregnant women. Obstetrics & Gynecology, 129(3), 530-535.

Serçekuş, P. (2015). Gebeliğin oluşumu ve getirdiği değişiklikler In H. Okumuş. (Ed.), Anne Baba Adayları için Doğal Doğum, Profesyonel Doğum Destekçileri için  Rehber (Vol. 1, pp. 41-46). DEOMED Yayıncılık.

Smith, S. A., Hulsey, T., & Goodnight, W. (2008). Effects of obesity on pregnancy. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs, 37(2), 176-184. https://doi.org/10.1111/j.1552-6909.2008.00222.x

Şen, Ş., Dibek, D., & Güleç Şatır, D. (2020). Gebelikte sık görülen rahatsızlıklarda tamamlayıcı tıp uygulamalarının kullanımı. Journal of Traditional Medical Complementary Therapies, 3(3).

Taşkın, L. (2023a). Gebelikte annenin fizyolojisi In L. Taşkın (Ed.), Doğum ve Kadın Sağlığı Hastalıkları Hemşireliği (Vol. 18, pp. 110-113). Akademisyen Kitabevi.

Taşkın, L. (2023b). Üreme sisteminin fizyolojisi In L. Taşkın (Ed.), Doğum ve Kadın Sağlığı Hastalıkları Hemşireliği (Vol. 18, pp. 56-62). Akademisyen Kitabevi.

Terzioğlu, F. (2023). Doğum öncesi bakım. Gebelikte annenin fizyolojisi. In L. Taşkın (Ed.), Doğum ve Kadın Sağlığı Hastalıkları Hemşireliği (Vol. 18, pp. 180-190). Akademisyen Kitabevi.